Geçmiş olan dünden hiç yad etme
Yarın da gelmemişken feryad etme
Düşünme geleceği de geçmişi de
Şimdi şen ol da yaşamı berbad etme
(Ömer Hayyam)
( - ) - ( - ) - ( - )
Aydınlık günler dileğiyle merhabalar:)
Haftanın ikinci gününden yani ikibindokuz mayısımın beşinci gününden hepinize sevgiler olsun Dostlar..
Sevgi olsun ki şiddet, terör, acı, üzüntü, hüzün gibi tüm olumsuz şeyler yer bulamasın duracak,
sevgi olsun ki her yürek insanlığı yeşertsin içinde canavarlığı değil,
sevgi olsun ki iletişim yumuşak hale dönüşsün sertleşmiş biçiminde sıyrılarak,
sevgi olsun ki yaşadığımız şu dünya kirlenmesin.
Düşünsenize şen insanlardan oluşan duru ve temiz bir yeryüzünde yaşamak iyi olmaz mı?!:)
...
Herşeyin en iyisini, en güzelini hakeden, insan olmanın bilincinde olan herkese selamlar..
Gününüz keyifle geçsin..;)
Nurdan Özcan / 05.05.2009
( - ) - ( - ) - ( - )
Gül koksun artık memleketim ve kekik...
Akasya dalları yem yeşil, balkonumda ki güllerim açtı. Ne çok saksım vardı geçen yaz
her biri nasıl neşeli ve keyifliydi çiçeklerimin..
Diğerlerine inat;sadece bir kaç gülüm ayaza sırt verdiğinden donmamış.
Şimdi de açmışlar, bir de dışarı eğmişler kafalarını geleni geçeni selamlıyorlar.
Özellikle aşılı güller dikmedim. İstedim ki koksunlar. Koku nasıl güzel bir anı tazeleyici ..
Ne zaman güllerim kokularını salsa uzanır giderim Ayaş'a … Sonra da Muş'a.
…
Sabah uyanıp ta bahçeme açılan balkon kapımı araladığımda, kapıya yaslanmış,hemen yanımızda ki fırından henüz çıkmış, taze ekmek kokusu dolardı tüm evimizin odalarına…
Sonra güllerim yarışırcasına ekmeğin mis çıtır çıtır kokusunu bastırmak için, arka arkaya salarlardı iç bayıltan aromalarını.
Yüzümü yıkamadan balkonumu yıkar, bahçemizi sular,o güzel şehrin keşmekeşinden, egzozundan uzak mis kokuyu solurdum ciğerlerime çekerek.
Asiye hanım, Melek Hanımla yarışırdı sütünü erken getirmek için .Biraz suluydu sütü ama yumurtaları ılık olurdu hep.
Melek Hanım'ın ineğinin sütü sapsarı olur, kaynattığımda üstünde öbek öbek tereyağı kalırdı. .Hemen yoğurt mayalardım. Bir parmak kaymağı olurdu Melek Hanım ın ineğinin sütünden mayaladığım yoğurdun…
Balkonumdan içeriye hep süt ve yumurta ile dönerdim . Ya Asiye hanım yetiştirirdi kızlarımın yumurtalarını sütlerini ya Melek Hanım:))
..
Hemen ateşe koyardım sütü .O kaynarken arka odalarıma koşar, bu defa oradaki camı açardım
Uzun,uzun bakardım evimizin arkasında ki upuzun görüş mesafesin de ki dağlara... Oradan gelen kekik kokuları hep karıştırırdı zihnimi... Nasıl bir koku bunca mesafeyi aşarak bana ulaşır ?
Uzaktan uzağa öyle dalga, dalga gelirdi ki biraz kekik,biraz tezek kokusu…
Yayılan inekler kuzular ve doğaya bıraktıkları doğal atıkları havayı bulardı ve nerde olduğumu hatırlatırdı bana…
İçime çekerdim o kekikli tezek kokusunu…
Belki çocukluğuma özlem…
Anadolu 'da, geçti çocukluğum.
Şimdilerde Türkiyeli kelimesine neden sinir olunduğunu anlamış değilim…
Oysa bu kelimeyi kimse söylemiyorken, henüz dillerde yer etmemişken, ilk önce belki de ben söylerdim…
Babamın görevi dolayısı ile neredeyse tüm Türkiye'yi gezdik. Ağabeyim Urfalı ama tersten doğmaya kalkınca Antep 'de doğurmuş annecim ağabeyimi :)
Kardeşim Niğde'de doğmuş. Ben Türkiyeliyim herkese inat Hep böyle derdim ve derim…
Ayaş'ı birazda çocukluğumu hatırlattığından çok sevdim ..
…
Hacı amcanın bahçesinde ki ağacından, ayvalarını daha olmadan koparıp kaçmaya,O'nu deli etmeye bayılırdık:)
Kestanelerin yeşil kabuklarından kına yakardık ellerimize…
Ziftle de Muş'ta PTT'nin lojmanının arka bahçesinde tanıştım.
Bu da ne diye elimi içine sokmaya kalkınca, parmağımın nerdeyse yarısı zift kazanında kalacaktı.
İçine düşen olmasın diye, kireç kuyusunun etrafına ve üstüne döşenmiş kalasların üstünde dengede durmayı öğrendim. Ve ayağıma batan çiviyle tetanos aşısıyla karşılaştım…Bacağım tutulunca,dikkat etmem gerektiğini ve uzak durmam gerektiğini öğrendim inşaat atıklarından,,
Bayramlarda ağabeyimle mantar çatapat almayı, mantarları iki tel arasına koyarak karşıya fırlatıp patlatmayı ne çok severdim .
Hep çok dikkat etmemi söylerdi ağabeyim elimde de patlayabilir diye:)
Artist resmi biriktirirdi herkes Bunun için milyonlarca sakız birden almıştım bir defasında bakkala borç yaparak… Sonra ceza aldım bir hafta sokağa çıkamamıştım
Bir sürü arkadaşım vardı kara kaşlı kara gözlü ;. hepsi canım arkadaşlarımdı ..Onlarla ilgili aklımda kalan saygı, sevgi, candan dostluk ,arkadaşlık.; düşmanlık asla yoktu. …
Ama yokluk çoktu…
Bahar geç gelirdi Muş'a…En sevindiğim zaman karların eriyip de altında ki çimenleri gördüğüm zamandı.
Kar kalkarken topraktan, altından hayat fışkırır...Bana hayatı anlatan minicik rengarenk çiçekleri, hayranlıkla izlerdim ...
Kışları öyle kar olurdu ki Muş'da . Dışarı çıkamazdıkKar kapımızı kapardı çünkü… Her sabah görevli gelir ,kapımızın önündeki karı kürekle temizler , öyle dışarı çıkabilirdik …
Okula giderken en sevdiğim şey, benden önce geçen greyderin sokağın iki yanına yığdığı,
benim boyumun üç katı karlara kendimi sonra çantamı atmak ve fosil gibi izimi çıkarmaktı ..
önce çantam hoop .sonra ben … Yol boyu en büyük eğlencemdi . Sonrada bakardım karşısına geçip sanat eserimin:)
Öyle soğuktu ki;çatılarda güneşi görünce eriyen kar, su olup daha aşağılara inemeden donardı…
Kocaman buzul sarkıtlar oluşurdu, uçları sipsivri...
Hala; karlar erirken gürültüyle çatıdan düşen o sarkıtların ve karın oluşturduğu sesi hatırlarım ben…
Bahar geç gelirdi Muş'a... O vakitlerde çatıların altında dolaşmamız yasaktı, sarkıtlardan korunmamız için...
Bahar gelip de yaz olunca ardından önde tavuklar horozlar hindiler arkada biz aynı bahçede hoplar,zıplar oynardık…
Hatta ilk tavus kuşunu bahçelerden birinde görmüştüm hayran kalmıştım kabardığında renklerine…
Çocuklarımın da benim yaşadığım çocukluğa benzer bir çocukluk yaşamaları sebebiyle sevdim Ayaş'ı biraz da ..
Sokakta oynamayı, ağaca çıkmayı, meyveyi dalından yemeyi, baharda ağaçların neşesini,biraz meyve çalmayı ,evcilik oynamayı ,yakan top , istop oynamayı, paylaşmayı ,bölüşmeyi ve insanı ayırmadan sevmeyi orada öğrendiler .
…
Güllerimin kokusunu egzozlar bastırdı ve ben gerçeğe döndüm aniden …
10 şehit diyordu televizyonda Spiker.
Her şehit haberi duyduğumda aynı hisler içinde oluyorum... Çok üzülüyorum.
Ben orada çocukken;Bu olayların hiç biri yoktu ..ne oldu da bu hale geldik biz ...
Kara kaşlı, kara gözlü arkadaşlarımın değiştiğine asla inanmıyorum, inanamıyorum…
Biz çok sevdik birbirimizi.
,
Terörü besleyen ve yaşatan başkaları...
Onlarda arada bir yerlerde ...Onları da bu arada kalmışlıktan kurtarmak lazım ..
Varsa inançlarında biraz eksilme ,aidiyet duymalarını sağlamak onları kucaklamak lazım..
Varsa yapılamayan, eksik bırakılan ,tamamlamak , yapmak lazım...
Oraya da bahar geliyor... geç geliyor her yere inat ama;toprak yeşillenip minicik çiçekler açıyor her baharda... Karın altından buğdaylar baş veriyor…
Annemin gülleri vardı orada da saksısında… Her yaz İzmir'den getirirdi inatla ve hep gül kokardı evimiz...
Gül; mutluluğun ve huzurun kokusu...
Her zaman gül koksun memleketim..
Neşeli keyifli ve ayrımsız doğsun çocuklar yarınlara...
Eşit hakları olsun…
Yine ağaçlara çıkıp taht yapsınlar…
Ve her bir çocuk liderliğini ilan etsin başka bir ağaç tepesinde…
Kimi vali olsun,kimi milletvekili, kimi öğretmen…
Ama hepsi kardeş hepsi Türkiye'min sevdalısı...
Gül koksun artık memleketim ve kekik...
Fatoş SAĞLAM
( - ) - ( - ) - ( - )
Anadolu Sevgisi
Sen bizim dağları bilmezsin gülüm,
Hele boz dumanlar çekilsin de gör.
Her haftası bayram,her günü düğün,
Hele yaylalara çıkılsın da gör.
Bilmezsin ovalar nasıldır bizde;
Kağnılar yollarda,yoncalar dizde...
Saydıklarım damla değil denizde,
Hele bir ekinler ekilsin de gör.
Görmedin sen bizim mavi suları,
Karlar eriyince kırar yuları...
Köpük olur beyaz,sel olur sarı;
Hele taştan taşa dökülsün de gör.
Sen bizim köyleri görmedin ki hiç,
Yolları toz,çamur,evleri kerpiç.
O kirli kabukta,o en temiz iç;
Hele bir yakından bakılsın da gör.
Anlamaz,bilmezsin sen bizim halkı,
Sevgiyi bulasın,yakına gel ki...
Kalıplar gerçeği göstermez belki
Gönül perdeleri sökülsün de gör.
Abdürrahim Karakoç
http://forum.dostlukgirdabi.com/
* Sevdiklerinize ve dostlariniza eKart gönderin
http://ekart.dostlukgirdabi.com/
* ePosta adresiniz bounce (geri dönme) durumuna dustugunuzde ne yapabilirsiniz? Bakiniz http://www.dostlukgirdabi.com/content/view/11/25/
KURALLARIMIZ
1 - Gunde en fazla 3-4 eposta gönderiniz.
2 - Göndereceginiz eposta boyutunun 500 Kb'i gecmemesine özen gösteriniz..
3 - Virus, truva icerebilen exe vs. uzantili dosya iceren, ahlak kurallarina uymayan ve reklam amacli gönderiler yayinlanmayacaktir.
4 - Gönderdiginiz epostalarinizda "<<< >>>>" gibi isaretlerin olmamasina özen gösteriniz, veya okunmasini daha rahat hale getiriniz.
5 - G�nderilen iletilerle ilgili sorumluluk gönderene aittir. Elestirilerinizi lutfen gönderene yapiniz.
6 - ePostaniz yayinlanmamissa mutlaka daha önce yayinlanmistir ya da grup duzenine uygun degildir.
Tesekkurler,
Dostluk Girdabi
http://www.DostlukGirdabi.com
Change settings via the Web (Yahoo! ID required)
Change settings via email: Switch delivery to Daily Digest | Switch format to Traditional
Visit Your Group | Yahoo! Groups Terms of Use | Unsubscribe
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder