Özledim,
Eski ahşap evlerimizin kokusunu, odun ateşinde pişen yemeklerin tadını.
Taş işlemeli şöminelerin içinde yanan ateşin üstünde, büyük tencerelerde kaynayan sütün evlerimizin içine yayılan kokusunu.
Tavana asılı, ahşap yayıkta yayılan ayranı, o ayran yapılırken üzerinden alınan tereyağının tadını.
Kışın sobanın üzerinde kavrulan kestanenin kokusu burnumda hala.
Üst kattan aşağı inmek için merdivenlerin tırabzanlarından kaymayı özledim bu yaşta. Eski evimizin küçük pencerelerinden yağmuru seyretmenin keyfini arıyor gözlerim. Evimizin bahçesinde koşturduğumuz günleri, düşüp ağladığımız, annelerimizin kucaklarında eve geldiğimiz zamanları arıyor her düşüşümde yaralan dizlerim.
Duvarlarımızdan eksik olmayan gaz lambasının kokusu genzimde. Loş ışında okuduğum kitaplar aklımda.
Teksas- Tommiks'leri, kent sakızlarından çıkan artist koleksiyonumu sakladığım gizli bölmemi arıyorum şimdilerde. Arkadaşlarla değiş tokuş yapılan en değerli hazinelerimizi.
Arnavut kaldırımı taş sokaklarda aklım.
Evlerin bahçelerindeki turunç ağaçlarından gelen koku burnumda. Dallarından kopardığım her mandalinanın tadı damağımda hala.
Çiçeklerle süslü şehrimi,
Ailece film seyretmeye gittiğimiz Şehir Sinemasının o günlerini,
Komşulukları, hiç hesapsız kitapsız dostlukların güzelliklerini,
Özledim.
Bu günlerde çok uzaklarda olan, hayallerini kaybetmiş, peşinden gittikleri inançları için hayatlarını yakan ağabeylerimi özledim.
Elde yapılan dondurmanın kokusunu arıyorum tattığım her hazır dondurmada.
Eski günlerdeki balıkların tadı da yok artık. Zaten eskisi gibi balıkta kalmadı.
Üzüm asmasına dizilerek taşınan balıkların yerini şimdilerde plastik poşetler aldı. Üzüm asmalarından yapılmış dizinlerinin peşinden koşan kediler eskisi gibi değil artık.
Özledim o balıkları, kedileri…
Genizlerimizden eksik olmayan odun sobalarının şehri saran kokusunu özledim, kömürün karası geçmiş yerlerine. Bahçeli evlerin arasından geçerken hissettiğim o sıcaklıkta aklım hala. Kesme taşlardan özenle, işlenerek yapılmış evlerin duvarlarını arıyor gözlerim.
Kömür dağıtılan günlerin ikiyüzlülüğü içinde eski yıllardaki dürüst ilişkilerde aklım.
Şimdi üzerinden koca otoban geçen, denize girdiğim, yüzmeyi öğrendiğim samantaşı arıyor gözlerim. Gogara'dan denize atılan taşın sesinde kulaklarım. Sarı kumların süslediği plajları arıyor gözlerim. Bandillinin otobüslerine binip gittiğimiz ailece, o yıllarda şehirlerarası yolculuk kadar uzak gelen sıcak dostlukların yaşandığı plajlarda aklım.
Belediye Plajı, Arif Kumaş, Mehtap Plajı, şimdilerde üzerinde dolgu kayaların olduğu o unutulmaz, birçok arkadaşlığın ve sevginin doğduğu unutulmazlar yerler. Koyunbabanın İlhan, Arif Kumaş, Kolsuz Mustafa hepsi birer tarih oldu zihinlerimizde, yaşayan ve gidenleri ile.
Bütün tılsımı ile gece şehre bakan kalenin surlarında bedenim. Gözlerimin önüne serilmiş sarı ışıkların arasındaki yağmurlu şehrimin görüntüsü. Bir Demirkapı limanında, bir Loncada gözlerim. Beton binaların ardında kalmış şehre tepeden bakan Güvençlerin ahşap bahçeli evi. Zeytinlik hala sessiz zaman inat duruyor kalenin dibinde. Bu sessizliği yalnızlığından ve üzüntüsünden olsa gerek.
Gecenin karanlığında yüksek surun üstünde, başımın üstünde duran yıldızlarda gözüm. Her biri bu diyarları bırakıp gidenlerimiz aslında. Gökyüzü denen, üzerimize serilmiş yorganın motifleri yitip giden her bir beden, bizleri uzaktan seyreden.
Yeşilliğin kaybolduğu bu günlerde, eskiden kalma yeşilin tonlarını arıyor gözlerim.
Demir 5 liranın şıkırtısı kulaklarımda. Bu 5 lira ile ilkokulun kantininden aldığım simidin kokusu geliyor burnuma yanında içilen gazozla. İlkokulun bahçesindeki büyük çınar ağaçlarının altında geçen oyunları özlüyorum.
Annemim yaptığı yemeklerin özleminde duyularım. Bana sarıldığında verdiği sıcaklığı arıyor bedenim. Babamın ders çalış diyen sesi kulağımda.
Annemin ilkokulda zor bela aldığı Esemspor ayakkabıyı görüyorum ayaklarımda bir anlık. İçimde hissettiğim heyecanı ile birlikte.
Ailece gidilen ev oturmalarının sıcaklığını özledim.
Ağabey amcanın gülen yüzü, Eyüp amcanın kahkahası, Faik amcanın sıcaklığı…
Mahalle bakkalındaki saç kutulardaki gofretin, bisküvinin kokusunu arıyorum her girdiğim bakkalda.
…
Saf, tertemiz, bu yılları özlüyorum…
Caner TEK
http://forum.dostlukgirdabi.com/
* Sevdiklerinize ve dostlariniza eKart gönderin
http://ekart.dostlukgirdabi.com/
* ePosta adresiniz bounce (geri dönme) durumuna dustugunuzde ne yapabilirsiniz? Bakiniz http://www.dostlukgirdabi.com/content/view/11/25/
KURALLARIMIZ
1 - Gunde en fazla 3-4 eposta gönderiniz.
2 - Göndereceginiz eposta boyutunun 500 Kb'i gecmemesine özen gösteriniz..
3 - Virus, truva icerebilen exe vs. uzantili dosya iceren, ahlak kurallarina uymayan ve reklam amacli gönderiler yayinlanmayacaktir.
4 - Gönderdiginiz epostalarinizda "<<< >>>>" gibi isaretlerin olmamasina özen gösteriniz, veya okunmasini daha rahat hale getiriniz.
5 - G�nderilen iletilerle ilgili sorumluluk gönderene aittir. Elestirilerinizi lutfen gönderene yapiniz.
6 - ePostaniz yayinlanmamissa mutlaka daha önce yayinlanmistir ya da grup duzenine uygun degildir.
Tesekkurler,
Dostluk Girdabi
http://www.DostlukGirdabi.com
Change settings via the Web (Yahoo! ID required)
Change settings via email: Switch delivery to Daily Digest | Switch format to Traditional
Visit Your Group | Yahoo! Groups Terms of Use | Unsubscribe
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder