7 Mart 2011 Pazartesi

[Dostluk Girdabi] - [Bilim ve Gelecek] Atatürk, Alaturka Müziği Yasakladı mı?

 


İlgilenen degerli liste uyeleri icin...
 
hakan eginlioglu


 

Fazil Say'in babasi, Say Yayinlari'nin sahibi yayinci Ahmet Say'i yazisi...(Bugunku Cumhuriyet'ten...13.02.2011)

Atatürk, Alaturka Müziği Yasakladı mı?

Ahmet SAY

Yakın tarihimizde Atatürke ilişkin kimi olgu ve olaylara yitik geçmişgözüyle bakanlar, nasıl olsa unutulmuşturdüşüncesiyle gerçekleri fırsat buldukça saptırıp tarihi kirletiyorlar. Bu kötü niyetin son örneklerinden biri, o dönemde Alaturkada denen geleneksel sanat müziğimizi, Atatürkün 1926 yılında kurulmuş olan İstanbul Radyosunda yasakladığı yönündeki yalandır. Söz konusu yalanı ortaya koyan başlıca belge, Yaşanmış Olaylarla Atatürk ve Müzik, Riyaset-i Cumhûr İnce Saz Heyeti Şefi Binbaşı Hâfız Yaşar Okurun Anıları, (1924-1938)” adlı kitaptaki bir bölümün başlığıdır: İstanbul Radyosunda Geçen Bir Hâdise: Atatürkün Emriyle Radyoda Alaturka Mûsikînin Meni Nasıl Oldu?

Taşa vurulan balta

Bu kitabı ben yayımladım: Yaşanmış Olaylarla Atatürk ve Müzik, Müzik Ansiklopedisi Yayınları, Odak Ofset Matbaası, 152 sayfa, Ankara, 1993. Kitabı hazırlayan ise Halil Erdoğan Cengiz dostumuzdu. Değerli bir edebiyat tarihçisi ve araştırmacı olan Halil Erdoğan Cengiz (1934-1993), bu yıllarda HÜ Ankara Devlet Konservatuvarının Müzikoloji Bölümünde Osmanlı Paleografyası, Osmanlıca ve Türk Edebiyatı dersleri veriyor, son çalışması olan Hafız Yaşar Okurun 1924-1938 yılları arasında Atatürke ilişkin anılarının bir an önce basılmasını istiyordu. Ele aldığı konularda yetkin olan bu dosta, Hafız Yaşar Okurun özelliklerini sormuştum. Verdiği bilgiler, kitapta ayrıntılarıyla yer aldı. Atatürke derin bir saygısı olan Yaşar Okurun özgeçmişini burada özetlemek istiyorum:

1886’da doğan ve 1966da yaşamdan ayrılan sanatçı, 12 yaşında hafız olmuş, 1908’de Güzel Sanatlar Madalyasıyla ödüllendirilmiştir. Columbia, Lirfon, Odeon, Orfeon gibi dönemin ünlü plak şirketlerine 1000i aşkın şarkı ve gazel kaydı yaparak yurt çapında ün kazanan Yaşar Okur, 1914’te üsteğmen rütbesiyle saray hanendeleri arasına katılmıştır. Halifeliğin kaldırılmasından sonra yüzbaşı rütbesiyle Cumhurbaşkanlığı İnce Saz Heyeti Şefliğine getirilen Okur, Atatürk tarafından binbaşılık rütbesine yükseltilmiş, Atatürkün yanındaki hizmetini onun ölümüne dek sürdürmüştür. 15 yıla yakın bir süre, Atatürkün dinlenme saatlerindeki özel yaşamında onun çok yakınında bulunan Hafız Yaşarın eski Türkçe yazılmış anıları, yaşanmış olayları içermektedir. Türk sanat musikisinin radyoda nasıl yasaklandığı konusu daAnıların bir bölümünde yer almıştır.

Kitabın önemini vurgulamak için Halil Erdoğan Cengizin üsteleyerek yaptığı açıklamaları unutamıyorum:

- Gün gelir, bakarsın birtakım kötü niyetliler, Atatürkü karalamak için onun geleneksel sanat müziğimizi küçümsediğini, hatta yasakladığını söylemeye kalkışırlar. Bu belgeler elimizin altında bulunmalı, günü gelince açarız bu sayfaları, demişti.

Aşağıda, Hafız Yaşar Okurun anılarındaki söz konusu bölümü, özgün anlatımıyla tıpatıp aktarıyorum. Öte yandan, konu dışı kimi cümleleri çıkarttığımı belirtmeliyim. Parantez içindeki günümüz Türkçesiyle yapılan açıklamalar ise yazıya H. E. Cengiz tarafından konmuştur:

Atatürkün İstanbulu teşriflerinde, ber-mûtad (her zaman olduğu gibi) akşam sekizde, en yakın arkadaşları ve bâzı mümtâz (seçkin) aileler sofralarında bulunurlardı. O gecelerin birinde, dâvetliler sofrada kalabalıktı. Vali Muhittin Üstündağın Avrupadan Atatürk için getirtmiş olduğu cesîm (büyük), çift hoparlörlü, kütüphane şeklinde bir radyo, salonun bir köşesinde görünmekteydi.

Bir aralık, Atatürk, Nesîb Efendiyi çağırdı:Aç şu radyoyu bakalım’, dedi. O günlerde de İstanbul Radyosu, Yeni Postahane üstünde faaliyette idi. Nesîb Efendi radyoyu açtı. Tesadüfen, program da, Atatürkün pek sevdiği Nihâvend Faslını ihtivâ ediyordu. () Nihâvend Faslını müteâkip iki bayan solo olarak şarkılar okumakta idiler. Bir şarkının miyânında bir karışıklık oldu. Şarkıya başka sesler ve öksürükler karıştı. Atatürk bu hali görünce sinirlenerek elini masaya vurdu: Mikrofon başında bu ne rezalet efendim?diye radyoyu kapattı. Dâhiliye Vekili (İçişleri Bakanı) Şükrü Kaya Bey yanında oturmaktaydı. Bir şeyler konuştular. Anlayamadım. Atatürk:

- Yaşar Bey, bir gazel okuyunuz, diye söyledi. Gazeli tekrar tekrar okuttu. Fena halde hiddetlenmiş Bu arada eski başyaveri Salih (Bozok) sofradan kalktı, Radyo Evine telefon etti, yarım saat sonra Radyo Evinden Kemânî Reşad Beyi gönderdiler. Kemânî Reşad Bey, elinde kemanı olduğu hâlde, salondan içeriye girdi. () Atatürkün hiddeti hâlâ geçmemişti. Reşâd Beye sordu: Nedir bu rezalet? Ayıp değil mi? Bütün dünya dinliyor…’ Reşad Bey sükût ediyordu ve önüne bakıyordu. Mütereddid (tereddütlü, işkilli)Ne olacak? Ne yapayım? der gibi bakıyordu. (…)

Bunun üzerine Salih Bozok (tarafından), Atatürkün hiddetini teskin için Radyo Evine ikinci bir telefon edildi. Bu sefer kemençeci Kemâl Niyâzi (Seyhun) Beyi gönderdiler. (…) Selahattin Pınar ve Kemanî Nubar Beylere telefon ediniz, şimdi gelsinler diye emretti. Bana, Yaşar Bey! Bir gazel okuyunuz, bütün makamları güfte üzerinde taksim edinizdedi ve Kemal Beye de iştirak etmesini söyledi. Kemal Niyazi Bey, Segâh makamından gayet güzel bir taksimle Atatürkün hiddetini teskin etti. Biraz sonra da Selâhattin Pınar, Kemâl Niyâzi ve Kemânî Nubar Beylerin iştirakiyle bir Hüzzâm Faslı yapıldı. Sabah güneşi doğuncaya kadar neşe ile fasıl devam etti. Atatürk, radyodaki geçen hadiseden bahsile, o geceden îtibâren İnce Saz Heyeti radyoda lağvedildi. Yalnız halk türküleri çalınmasına müsâade edildi. Bir eyyâm (günler) böyle gitti.

Ruhsal hastalığın kökenindeki

Anlaşılacağı üzere olayın aslı, radyoda alaturka müziğin yasaklanması değil, radyo programı sırasında araya birtakım uygunsuz seslerin girmesi nedeniyle İstanbul Radyosundaki İnce Saz Heyetiprogramının geçici olarak kaldırılmasıdır. Radyodaki bu olay dolayısıyla Atatürkün Nedir bu rezâlet? Ayıp değil mi? Bütün dünya dinliyor! gerekçeleriyle gösterdiği tepki ise doğaldır, yerindedir: Yedi düvele meydan okuyan ve Kurtuluş Savaşından yengiyle çıkan ulusal bir liderin, ülkesindeki bir radyo yayınında hiç yoktan böyle bir açık verilmesi karşısında, bütün dünya bizi dinliyor kaygısını da katarsak, ulusal gururumuza toz konduracak bu hatadan ötürü duyduğu öfkeyi doğal saymak gerekir.

Yineleyelim:tarihçigeçinen bazı suratı ve kafası karışık kişiler, Atatürke ilişkin kimi olgu ve olaylara yitik geçmişolarak bakmakla kalmıyor, her fırsatta olayları çarpıtarak tarihi kirletiyorlar.

Bir radyo programının kaldırılmasını, Türkiyede geleneksel sanat müziğinin yasaklandığı biçiminde çarpıtan bu ruhsal hastalığın kökeninde Osmanlılık özlemiolduğu açıktır. Cumhuriyet düşmanları bununla da kalmamıştır: İyi bir müziksever olan Atatürkün alaturka musikiye karşı olduğu sanısı uyandırılarak, bu müziğe hayranlık duyan çevrelerin Atatürke soğuk bakması yolunda bir adım atmayı denemişlerdir.





__._,_.___
Recent Activity:
* Tiyatro, Gezi, Gurme ve Fotograf forumlarini ziyaret ettiniz mi?
http://forum.dostlukgirdabi.com/
* Sevdiklerinize ve dostlariniza eKart gönderin
http://ekart.dostlukgirdabi.com/
* ePosta adresiniz bounce (geri dönme) durumuna dustugunuzde ne yapabilirsiniz? Bakiniz http://www.dostlukgirdabi.com/content/view/11/25/

KURALLARIMIZ
1 - Gunde en fazla 3-4 eposta gönderiniz.
2 - Göndereceginiz eposta boyutunun 500 Kb'i gecmemesine özen gösteriniz..   
3 - Virus, truva icerebilen exe vs. uzantili dosya iceren, ahlak kurallarina uymayan ve reklam amacli gönderiler yayinlanmayacaktir.
4 - Gönderdiginiz epostalarinizda "<<< >>>>" gibi isaretlerin olmamasina özen gösteriniz, veya okunmasini daha rahat hale getiriniz.
5 - G�nderilen iletilerle ilgili sorumluluk gönderene aittir. Elestirilerinizi lutfen gönderene yapiniz.
6 - ePostaniz yayinlanmamissa mutlaka daha önce yayinlanmistir ya da grup duzenine uygun degildir.

Tesekkurler,
Dostluk Girdabi
http://www.DostlukGirdabi.com
.

__,_._,___

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder