Senden önce de yazıyordum, senden önce de yıldızlara tırmanıyordum hergün,
senden önce de güneşi elimle yakalamaya çalışıyordum ama şimdi, şimdi
sevgilinin varlığıyla yazıyorum, şimdi gün içinde işler ve sorunları ben
kovalarken tüm gün dönene dek bir sevginin bende bulunuşu nedeniyle yıldızlar
ve güneş de beni kovalıyor. Sen yağmursuz bir havada aniden gökyüzünde
beliren bir gökkuşağı gibi oldun, bendeki değişimi sen de fark ediyor
olmalısın. Hissettiklerimi duygularımı ifade edemiyorum,bazen yazmak
yetmiyor**, gözlere de anlatmak, dinleyen-okuyan gözlere de ulaşmak
gerekiyor. Farkındayım, gözleriminin yoksun kaldığı güzelliği yazdıkça
sevdam büyüyor, yazmasam hasretim çığ oluyor. Gün boyunca lay lay lom bir
yaşam süren insanlar, gün boyunca oradan oraya zıplayan konuşamayan canlılar
akşam olunca kalacak yer ararken benim tek isteğim gözlerimi her kapadığım
anda sen bende, ben sende kalayım hep. Özlemleri bozup birlikte vuslat
çiçekleri ekelim sevda yağmurunun damlalarına hasret gönül toprağına. Her
çiçek kendi toprağında büyür bilir misin sevgili, benim için de sevgi
ağacının yaprakları seninle can bulur, yeşerir.
Yanlış ya da dogru hayata ilişkin yılların icimizde birirktirdigi
algılamalarla doluyuz. Eskiden yaşadıklarımıza dair dersler cıkarırken
aslında bunların karşımıza cıkan her YENİ üzerinde uygulanabilir olmadıgını
unutuyoruz. Herşeyin bir kısır döngü olmasına o kadar alışmışızki, bazen
mantıksal çıkarımlarımız, zihnimizin geçmişin izleriyle otomatiğe bağlanmış
gibi sonuçlar çıkarmasından başka birşey olmuyor. Böyle olursa şöyle olur,
öyle davranırsam bu ortaya çıkar vs... Böyle değil. Şimdiye kadar
edindigimiz dersler, hisseler sadece onları ilgilendiren kişilere özgü. Bu
yüzden genellemelerin her türlüsünden kaçmak istiyorum. Her insan apayrı bir
dünya olduguna göre insanlar üzerinde yapılacak tüm genellemeler
haksızlıkların en büyügü olur. Bilmiyorum demek istediklerimi anlatabiliyor
muyum, yoksa anlamsızlık girdabinda dolasıyor gibi mi görünüyorum?
Anlamı sözcüklere taşımak o kadar kolay değil her zaman. Işık hızında yol
alan düşünceleri kovalarken harflerin içine sadece bir kısmını tutsak
edebiliyorsun, oysa ne kadar çogu yakalanamadan uçup gidiyor değil mi? Yine
de bulunduğum mekanların uzaklığı veya insanların yüreğinde oluşan kuraklığı
beni durduramadı, yüreğimle tutup yakalayabildiğ
aşabilen bir ruhum ama kendini hapsetmiş duygularım var, buna rağmen yaşam
denilen dengeyi bozmadım hiç, nefretimle sevgim arasındaki kontrolümü
kaybetmedim, kaybedersem ben ben olamam ve yaşayamam. Gerçek dünyanın
içerisinde hayalet gibi dolaşırken, duygularımı bir saklayıp bir açığa
vururken acaba yanımdaki ne der diye düşünmüyorum. Hepimiz farklıyız,
hayatlarımız ve beklentilerimiz hayata karşı olan isteklerimiz farklı.
Mesela sen yazılarımı okuyup ekranı kapattığın anda gerçek dünyada farklı
bir hayat süreceksin. Peki ya ben? Ben de öyle yapabilecek miyim?
Tüm Grup'larımda Mail Alımım Kapalıdır.
http://forum.dostlukgirdabi.com/
* Sevdiklerinize ve dostlariniza eKart gönderin
http://ekart.dostlukgirdabi.com/
* ePosta adresiniz bounce (geri dönme) durumuna dustugunuzde ne yapabilirsiniz? Bakiniz http://www.dostlukgirdabi.com/content/view/11/25/
KURALLARIMIZ
1 - Gunde en fazla 3-4 eposta gönderiniz.
2 - Göndereceginiz eposta boyutunun 500 Kb'i gecmemesine özen gösteriniz..
3 - Virus, truva icerebilen exe vs. uzantili dosya iceren, ahlak kurallarina uymayan ve reklam amacli gönderiler yayinlanmayacaktir.
4 - Gönderdiginiz epostalarinizda "<<< >>>>" gibi isaretlerin olmamasina özen gösteriniz, veya okunmasini daha rahat hale getiriniz.
5 - G�nderilen iletilerle ilgili sorumluluk gönderene aittir. Elestirilerinizi lutfen gönderene yapiniz.
6 - ePostaniz yayinlanmamissa mutlaka daha önce yayinlanmistir ya da grup duzenine uygun degildir.
Tesekkurler,
Dostluk Girdabi
http://www.DostlukGirdabi.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder