17 Mayıs 2009 Pazar

[Dostluk Girdabi] - DİYALOG





 

Dinler arası diyalog literatüre ilk olarak 1962’de girdi. Papa 23. Jean; Vatikan Konsilini toplayarak dinler arası diyalog kararı aldı ve bu işi yürütmek için bir bakanlık kurdu.

 

Dinler arası diyalog; iki ya da daha çok kültürün karşısındakine kendisini tanıttığı, barış içerisinde bir arada yaşamak amacıyla insani temellere dayanan bir ilişkiyi; zorlama, inandırma, kendine çekme, tebliğ etme olmadan yürütmesi anlamına geliyor. 

 

Diyalogla hedeflendiği söylenen iki şey var. Bunlardan ilki; örneğin bir Hıristiyan’ın İslam’ı, bir Müslüman’ın tanıttığı gibi kabul etmesi. Böylece dinler arası çatışma ortadan kalkacak(mış) İkincisi ise; tüm inananların ateistlere ve dinsizlere karşı ortak hareket etmesi.

 

Dinler arası diyalogun gereksiz ve hatta belli amaçlara hizmet için yapıldığı yönünde bir çok haklı eleştiri var. Bunlardan kısaca bahsedecek olursam:

 

Din egemen bir dünya: Böyle bir dünyada İbrani dinlerinin temel farklılıkları asla yok olmayacağı için kaos ve savaş daha da artacaktır. Her ne kadar dinler arası diyalog; birbirini olduğu gibi kabul etmek amacına dayansa da bunun bir hayal olduğu aşikardır. Hıristiyanlar; İslam’ın yükselişinden, Müslümanlar ise; Hıristiyanların misyonerlik faaliyetlerinden ve Yahudilerin “Vaat edilmiş topraklar” isteğinden her daim endişe duyacaktır. Kaldı ki din egemen bir dünya demek; din egemen devletler anlamına geleceği için devletlerin “Laiklik” ilkesi de yok olacaktır. Birden çok dine mensup kişilerin bulunduğu ülkelerde “Laiklik” ilkesinin yok olması; o ülkede “Çoğunluğa rağmen azınlığın haklarının gözetildiği” “Demokrasi” yönetiminin de sonunu getirecektir.

 

Ateist ve dinsizlerin durumu: Kendilerinin yok edilmesi amacıyla bir araya gelen İbrani dinlere mensup dini liderlere bir eleştiri de bu kesimden gelmiştir. Onlara göre din; dünya var olduğundan beri egemen güçlerin savaş çıkartmak için kullandıkları bir maşadır. Her şeyden öte ateist veya dinsiz olma haklarının ellerinden alınması kabul edilebilir bir durum değildir.

 

Siyaset ve dinin iç içe geçtiği bir dünya: Siyasetçilerin dini, din adamlarının da siyasetçileri kendi çıkarları için kullandığı bir dünyada dinler arası diyalogdan ve barıştan söz etmek mümkün değildir. Kaldı ki siyasetçiler ve din adamları farklı dinleri bırakın, kendi içlerindeki farklı mezheplerle dahi diyaloga girilmesini engellemişler, aynı dinden fakat farklı mezhepten olanların inanç özgürlüğünü yok saymışlardır. Dünyada; yaşadığı bölgede sayısı az olan bir mezhep inananının, farlı bir mezhebe bağlı ama sayıca çok olanlar tarafından; aforoz, sapkın ilan edilme, lanetlenme gibi çeşitli yollarla boyunduruk altına almaya çalışıldığı pek çok örnek vardır.

 

Dinler arası diyalog masaldan öteye gidemez: Bu eleştiriyi getirenler İbrani dinlere mensup kişilerin böyle bir çabayı boşuna gösterdiklerini, farklılıkların değil; benzerliklerin ortaya konması gibi bir şeyin; Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudiler tarafından hiçbir zaman tam olarak kabul göremeyeceğini söylemektedir.  

 

Bu eleştirilerin hemen hepsi haklıdır. Haklılıkları dinler arası diyalog söylem ve toplantılarının en yoğun olduğu günlerde; siyasetçilerin ve din adamlarının gerek hareketleri gerekse söylemlerinden açıkça anlaşılmaktadır. Bush’un, Koyu Katolik olduğu ve dinler arası diyalogun mimarı Papa’yı ruhani lider olarak gördüğünü biliyoruz. Buna rağmen Irak’a ve Afganistan’a saldırması dinler arası diyalogun; güçlünün güçsüz üzerindeki tahakkümünü engelleyemeyeceğinin açık delilidir. Dinler arası diyalog için bakanlık dahi kuran Vatikan’ın günümüz ruhani lideri Papa XVI Benedikt’in; Peygamberimiz Hz. Muhammed için sarf ettiği “Muhammed nasıl bir yenilik getirdi? Göster bana! -O'nda- bulacağın şeyler, tıpkı temsil ettiği inancı kılıçla yaymayı emretmesi gibi, hep kötülük ve insanlık dışı şeyler” sözleri; bu diyalogun aslında bir maske olduğunun açık göstergesidir. Ülkemizde dinler arası diyalogcuların ve bu diyalogu iş edinen cemaatin; karikatür krizinde de Papanın sarf ettiği bu sözde de gereken ağır tepkiyi koymaması; bu maskenin boyutunu gözler önüne sermektedir.

 

Dinler arası diyalogun mimarı olan Vatikan’ın amacı; tüm dünyayı Katolikleştirmektir. Çünkü Vatikan; sadece İslam’ı ve Hz. Muhammed’i tanımamakla kalmamakta; aynı zamanda Ortodoks ve Protestan Kiliselerini de kendisini tanımadığı için “Kusurlu” ilan etmektedir. Bu durum farklı mezhepten olanlara dahi hoşgörü göstermeyen Vatikan’ın; dinler arası diyalog konusunda samimi olmadığının kanıtıdır. Ayrıca “Yahudiler için Tanrı'ya dua edelim ki, efendimiz kalplerini aydınlatsın da İsa Mesih'i tüm insanların kurtarıcısı olarak tanısınlar” diye dua ettiği Yahudiler için de durum aynıdır.

 

Vatikan bir din devletidir. Papalık makamı kişilerin şahsi düşüncelerini ifade ettiği yer olarak algılanmamalıdır. Papanın söylediği söz; dogma niteliğindedir ve kiliseyi temsilen söylenmiştir. Hiç değişmeden hatasız olduğu kabul edilen kilise dogması nedeniyle Papa, sözlerini geri almaz. Yani Papalık makamında; “Benden önceki Papanın sözlerine katılmıyorum, sözlerimi geri alıyorum, özür dilerim ya da ben böyle düşünüyorum” demek mümkün değildir. Katolik kilisesinin yüzyıllardan bu yana değişmeyen belli dogmaları vardır.

 

Geçmişten günümüze Müslümanlar, Yahudiler, Ortodokslar ve Protestanlar için böylesi ağır ithamlarda bulunan bir kilisenin, gerçek amacı dünya barışı ve hoşgörü olsaydı; Türk Diyanet İşlerinin; 3 yıl önce Irak’ta Amerikan saldırılarının yoğunlaşması ve Müslümanların katledilmesi karşısında Vatikan’dan istediği randevuya cevap verilirdi. Oysa Vatikan Türk Diyanet İşlerine vermediği randevuyu; dinler arası diyalog adı altında kendine -nedense- Müslümanlığı temsil hakkı verilen F. Gülen’e vermiştir. I. Körfez savaşında Saddam’ın attığı bomba nedeniyle yaralanan Yahudi çocuk için göz yaşı döken, ancak ne hikmetse gerek Afganistan gerekse Irak istilalarında yaşamlarını yitiren Müslümanlar için göz yaşı döktüğüyle ilgili bir beyanı bulunmayan F. Gülen’in; Papanın Hz. Muhammed için sarf ettiği çirkin ve haddini aşan sözlerine tepkisi ise bir hayli düşündürücüdür: Ümit ederim en azından bir özür bekleyen Müslümanlar -ki bu inananların en tabii hakkıdır- yüce dinimizin getirdiği ve Şefkat Peygamberinin temsil ettiği ahlaki esaslar çerçevesinde medenice tepkiler ortaya koyar ve yakın geçmişte karikatür krizi sebebiyle şahit olduğumuz türden provokasyonlara asla gelmezler.” Bir yandan Papayı özür dilemeye davet eden, diğer taraftan da Müslümanları; karikatür krizinde olduğu gibi provokasyona gelip aşırı tepki vermekten kaçınmaları yönünde uyaran Gülen’i ve onun dinler arası diyalog hevesini yorumlamayı bu bilgiler ışığında sizlere bırakıyor ve Ömer Hayyam’ın iki dizelik rubaisi ile yazımı bitiriyorum:

 

“Dost” ile içilen şarap helaldir.

“Puşt” ile içilen su bile haram….

 

ŞEBNEM ÖZBEK

12.05.2009




__._,_.___
* Tiyatro, Gezi, Gurme ve Fotograf forumlarini ziyaret ettiniz mi?
http://forum.dostlukgirdabi.com/
* Sevdiklerinize ve dostlariniza eKart gönderin
http://ekart.dostlukgirdabi.com/
* ePosta adresiniz bounce (geri dönme) durumuna dustugunuzde ne yapabilirsiniz? Bakiniz http://www.dostlukgirdabi.com/content/view/11/25/

KURALLARIMIZ
1 - Gunde en fazla 3-4 eposta gönderiniz.
2 - Göndereceginiz eposta boyutunun 500 Kb'i gecmemesine özen gösteriniz..   
3 - Virus, truva icerebilen exe vs. uzantili dosya iceren, ahlak kurallarina uymayan ve reklam amacli gönderiler yayinlanmayacaktir.
4 - Gönderdiginiz epostalarinizda "<<< >>>>" gibi isaretlerin olmamasina özen gösteriniz, veya okunmasini daha rahat hale getiriniz.
5 - G�nderilen iletilerle ilgili sorumluluk gönderene aittir. Elestirilerinizi lutfen gönderene yapiniz.
6 - ePostaniz yayinlanmamissa mutlaka daha önce yayinlanmistir ya da grup duzenine uygun degildir.

Tesekkurler,
Dostluk Girdabi
http://www.DostlukGirdabi.com
Recent Activity
Visit Your Group
Give Back

Yahoo! for Good

Get inspired

by a good cause.

Y! Toolbar

Get it Free!

easy 1-click access

to your groups.

Yahoo! Groups

Start a group

in 3 easy steps.

Connect with others.

.

__,_._,___

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder