12 Mayıs 2009 Salı

[Dostluk Girdabi] - Günaydın :)




Yüreği sızlamadan canımızı yakanın, er yada geç verecek hesabı var...


&


Güneşin saltanat sürdüğü bir Eskişehir sabahından herkese selamlar efendim:)
Gününüzün sıcacık, tatlı ve huzurlu geçmesi isteğiyle..
Sevgimle kalın, sağlıkla nefes alın!
Nurdan Özcan / 12.05.2009


&


Gün içinde vücudumuzda birçok değişiklik meydana gelir. Günün her farklı saati, insan vücuduna farklı etkiler getirir. İşte insan vücudunun gün içinde geçirdiği evreler:

06.00:
Kortizon salgılanmasıyla organizma uyanır. Metabolizma hareketlenerek günün işleri için enerji ve proteini hizmete sunar.
07.00:
Vücut halâ zayıf safhadadır. Bu nedenle spor yapmaktan kaçının. Kalbe ve dolaşıma gereksiz yere yüklenilmiş olur. Sindirim organları bu saatte iyi çalışır, güzel bir kahvaltı edilebilir.
08.00:
Nikotinin vücuda en fazla zarar verdiği saattir. Sigara, damarları her zamankinden fazla daraltır.
09.00:
Vücudun kuvvetli olduğu saattir. İğne olmak veya röntgen çektirmek için en uygun zamandır.
10.00:
Vücut en yüksek ısısına ulaşmıştır, verimliliğiniz en üst düzeydedir. Bellek yaratıcı ve dinamiktir.
11.00:
Vücudumuzun tam formunda olduğu saattir. Zihnimiz hızlı çalışır ve özellikle hesap işleri zorlanmadan yapılabilir.
12.00:
Dikkat azalır, uyku basar. Midedeki asit fazlalaşıp, beyindeki kan azalır.
13.00:
Vücut formdan düşmüştür. Verimlilik gün ortalamasının %20 altındadır.
14.00:
Tansiyon ve hormon düzeyi düştüğünden, kendimizi bitkin hissederiz. Diş hekiminden korkanlar bu saatte randevu almalı. Çünkü bu saatte acıyı daha az hissederiz.
15.00:
Enerjimiz geri gelmiştir, belleğimiz tam formundadır. Sabahkinden az olmakla birlikte ikinci
verimliliğe yaklaşırız.

16.00 :
Spor için en iyi saattir. Tansiyon ve dolaşım çok iyi durumdadır. Mide asidini önleyici ilaçların etkisi bu saatte daha verimlidir.
17.00:
Organların faaliyeti üst düzeydedir. Kuvvetimiz artar, böbrekler, mesane çok çalışır.
18.00:
Akşam yemeği için iyi bir saattir. Pankreas özellikle aktiftir. Karaciğer alkole karşı her
zamankinden daha dayanıklı sayılır.

19.00:
Tansiyon ve nabız tembelleşir. Bu nedenle, tansiyonu düşüren ilaçlar konusunda dikkatli
olmalısınız. Sinir sistemi üzerinde etkili olan ilaçların tesir derecesi de fazladır.

20.00:
Karaciğerdeki yağ düzeyi düşer ve kullanılmış kan kalbe her zamankinden fazla akar. Alerjisi olanlar, astımlılar ilaçlarını bu saatte almalı. Antibiyotiklerin etkisi de artar.
21.00:
Sindirim organlarının günlük görevi sona erer. Yenen her şey midede sabaha kadar hazmedilmeden kalır.
22.00:
Sigara içenler de son sigaralarını içmeli çünkü vücut nikotini daha zor atar.
23.00:
Tam dinlenme saatidir. Organizma stres hormonu salgılamasını durdurur. Sakinleşir, gevşeriz. Tansiyon ve vücudun ısısı düşer.
24.00:
Uyuduğumuz sırada deri hücreleri durmaksızın çalışır. İlk rüya safhası başlar.
01.00:
Vücut kendini uykuya programlar. Dikkat azaldığından bu saatte çalışanların hata yapma
olasılığı, iş ve trafik kazaları artar.

02.00:
Görme duyusu ve refleksler zayıflar. Bu nedenle trafik kazalarının çoğu bu saatte olur. Vücut soğuğa karşı aşırı hassastır.
03.00:
Melatonin hormonunun salgılanması insanı tembelleştirir, kararsız yapar. Melankolik hissetme artar ve intihar vakalarına çokça rastlanır.
04.00:
Stres hormonundan enerji kazanırız. Enfarktüsler 04.00 - 06.00 arasında özellikle fazlalaşır. Çünkü tansiyon oldukça fazla yükselir, kalp damarları çabuk gerilir.
05.00:
Bu saatte vücuttaki erkeklik hormonu çok fazla salgılanır. Stres hormonu gündüz değerinin 6 katına çıkar. Kaybolan enerji geri gelir. Ve artık yeni bir güne hazırızdır.



&

Dinle

O'nu hatırladıkça başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz...
Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin...
O'nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, O'nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain...
sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, O'ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa,
ve O, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa...
dünyanın en güzel yeri O'nun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse...
hayat O'nunla güzel ve onsuz müptezelse...
elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, O'nun yüzü pembeyse,
kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar...
her şiirde anlatılan O'ysa... her filmin kahramanı O... her roman O'ndan söz ediyor, her çiçek O'nu açıyorsa...
bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa,
iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa...
iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa...
eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire O'nu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın O olduğunu adınız gibi biliyorsanız...
mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi O'na yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke O anlatsa" diye iç geçiriyorsanız...
kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü...
özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu...
hem kimseler duymasın, hem cümlealem bilsin istiyorsanız...
O'nsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse...
ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse...
gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de;
bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep O'nun yüzü suyu hürmetine...
uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa...
dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa,
nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız...
kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim...
gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa...
Her gidişte ayaklarınız "Geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla...
...o halde bugün sizin gününüz!..
"Çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz.


Can Dündar


&


Temel Londra'da otelin birinin odasında kara kara düşünüyor.

"Yahu" diyor "Ben aşağıda içki isterken Karadenizli olduğum anlaşılır mı acaba?"

Geçiyor aynanın karşısına ve prova yapıyor.

"Bana bir fiski… Yok böyle anlarlar. Bana bir raki. Yok yok..." diyor "Böyle de anlarlar."

En sonunda buluyor ve "Bana bir bira… Tamam" diyor "Böyle iyi. Anlamazlar." Ve aşağıya iniyor bara dirseklerini dayıyor ve sesleniyor:

"Barmen bana bir bira." Barmen Temeli biraz süzdükten sonra soruyor:

"Birader sen Karadenizli misin?" Temel:

"Uuuy, nasıl anladın?" diyor hayretle.

"Çünkü burası resepsiyon, bar karşıda."



&


TUT ELLERİMDEN

Sırat'tan incedir sevda köprüsü
Beraber geçelim tut ellerimden.
Niyet ak güvercin, vuslat gökyüzü
Beraber uçalım tut ellerimden

Gönüldeki birlik kalkandır dışa
Aldırma ayaza, yele, yağışa
Giden ilkbahara, gelecek kışa
Beraber göçelim tut ellerimden.

Birleşmek üzredir şafakla gurûp
Korku beklenilmez kapıda durup
İster zehir olsun, isterse şurup
Beraber içelim tut ellerimden.

Çağır hayallerin en ötesini
Yakından duyarsın aşkın sesini
Sonsuz mutluluğun penceresini
Beraber açalım tut ellerimden.

Hatırla kaybolan hatıraları
Elmastan ışıklı, altundan sarı
Zaman tortusundan işte onları
Beraber seçelim tut ellerimden.

Şüphe "başlangıç"tır, karar "nihayet"
Zamanı zamana etme şikayet
Kaçmak kurtuluştur diyorsan şayet
Beraber kaçalım tut ellerimden



Abdurrahim Karakoç

__._,_.___
* Tiyatro, Gezi, Gurme ve Fotograf forumlarini ziyaret ettiniz mi?
http://forum.dostlukgirdabi.com/
* Sevdiklerinize ve dostlariniza eKart gönderin
http://ekart.dostlukgirdabi.com/
* ePosta adresiniz bounce (geri dönme) durumuna dustugunuzde ne yapabilirsiniz? Bakiniz http://www.dostlukgirdabi.com/content/view/11/25/

KURALLARIMIZ
1 - Gunde en fazla 3-4 eposta gönderiniz.
2 - Göndereceginiz eposta boyutunun 500 Kb'i gecmemesine özen gösteriniz..   
3 - Virus, truva icerebilen exe vs. uzantili dosya iceren, ahlak kurallarina uymayan ve reklam amacli gönderiler yayinlanmayacaktir.
4 - Gönderdiginiz epostalarinizda "<<< >>>>" gibi isaretlerin olmamasina özen gösteriniz, veya okunmasini daha rahat hale getiriniz.
5 - G�nderilen iletilerle ilgili sorumluluk gönderene aittir. Elestirilerinizi lutfen gönderene yapiniz.
6 - ePostaniz yayinlanmamissa mutlaka daha önce yayinlanmistir ya da grup duzenine uygun degildir.

Tesekkurler,
Dostluk Girdabi
http://www.DostlukGirdabi.com
Recent Activity
Visit Your Group
Y! Messenger

All together now

Host a free online

conference on IM.

Yahoo! Groups

Do More For Cats Group

Connect and share with

cat owners like you

Yahoo! Groups

Auto Enthusiast Zone

Discover Car Groups

Auto Enthusiast Zone

.

__,_._,___

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder