21 Ocak 2010 Perşembe

[Dostluk Girdabi] - Mevlâna - 8 -

 

“Şanı ve kudreti pek yüce olan Allah, gizli bir hazine idi. Güzelliğinden, büyüklüğünden, hadsiz hesapsız dolgunluğundan ötürü gayb perdesini yırttı. Ve kara topraktan ibâret olan şu dünyayı sayısız varlıklarla, güzelliklerle, hesapsız nimetlerle doldurdu da göklerden daha parlak bir hale getirdi.”

“Gerçekten de Allah gizli bir hazine iken bilinmek istedi. Güzelliklerle dopdolu olduğundan coşup taştı ve toprağı atlaslar giyinmiş bir sultan gibi süsledi, donattı.” (S.170)

“Ey yeri, yurdu tuzlu su çeşmesinin başı olan kişi, sen Ceyhun’u, Şatt’ı Fırat’ı ne bilirsin? Ey bu fânî dünyadan ve onun zevklerinden kurtulamayan zavallı, sen yokluğu mânâ sarhoşluğunu, rûh neşesini ne bilirsin?” (S.173)

“Hakk’ın has kullarından baş çeker, uzaklaşırsan , bil ki, onlar senin varlığından bıkmışlardır, usanmışlardır.”

“(188) Zümer Sûresi’nin şu meâldeki 53. âyetine işâret edilmektedir: “Habibim, de ki: “Ey bir çok günahlar işleyerek nefislerini harcayan kullarım. Allah’ın rahmetinden ümid kesmeyin, Allah, bütün günahları bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayan ve çok esirgeyendir.” (S. 176)

“Allah’ın velîleri, aklın da aklıdır. Bütün akılları ise develer gibi, başlangıcından katarın sonuna kadar hep onların kontrolü altındadır.”

“Onlara ibret gözü ile bak da anla ki, yüzbinlerce cana bir velî kılavuzluk etmektedir.”

“Mürşide, yol göstericiye karşı içinde bir şüphe ve tereddüt uyandı ise, doğru bir yol seçebilmek endişesi ile bu tereddüt ve şüphe, sana Allah’ın rahmeti, lûtfu ve ihsanıdır.” (S. 177)

“Sâlih’in devesi, sâlih kişilerin, temiz insanların bedenlerine benzer. Sâlih kişiler kötülerin, azgınların halâki için birer tuzaktır.”

“Hz.Sâlih’in, “Deveye dokunmayınız, su içmesine engel olmayınız.” Demesini dinlememeleri, Semud kavmini ne dertlere uğrattı. Nasıl helâk etti.”

“Hakk’ın kahrının memuru, bir devenin kan pahası olarak, onlardan bütün bir şehir istedi.”

“Sâlih’in rûhu incitilemez. Allah’ın nûru, kâfirlere mağlup olmaz.”

“Cenâb-ı Hakk, gizlice insanla, insan cismiyle ilgilendi, ona yakın oldu ki, kötü kişiler onu incitsinler de, Hakk’ın imtihanını görsünler.” (191) (S.178)

(191) Bu beyit üzerinde çok düşünmek gerek. Bazıları bu beyti; “Cenâb-ı Hakk, rûhu gizlice bedenle birleştirmiştir.” diye tercüme etmişlerdir. Halbuki beytin aslında “rûh” kelimesi yok, “Hakk” kelimesi var. Bundan sonra gelen beyit, bu beyiti tamamlamaktadır: “İnsanı inciten kişi, Hakk’ı incitmiş olur.” denmektedir.” (S.178-179)

“İnsanı inciten kişinin, Allah’ı incittiğinden haberi yoktur. O bilmiyor ki bu küpün suyu, Hakk ırmağının suyu ile birleşmiştir.” (S.179)

“O, yani sahte derviş, yemek içmek için Hakk’a âşıktır. Yoksa rûhu, Allah’ın mânevî güzelliğinin hüsn ü cemâlinin âşıkı değildir.”

“O kendisini Allah’ın zâtına âşık vehmetse bile, onun vehmi aslında esmâ ve sıfatın verdiği vehimdir.”

“Vehim vasıflardan, hadlerden doğar; Allah ise hiç kimseden doğmamış ve doğurmamıştır.” (S.180)

“Mânâ kapısını çalarsan sana açarlar. Düşünce kanadını çırpar, uçmaya çalışırsan, seni bir doğan haline getirirler.” (S.183)

“İmanlı bir kişi, bir yerde altın bir put bulsa, onu puta tapanlar alsın diye bırakır gider mi?”

“Onu alır, ateşe atar eritir, onun eğreti olan putluk şeklini değiştirir.”

“Böylece de altındaki put şekli kalmaz. Çünkü şekil, sûret mânâyı arayanlara engel olur ve yollarını vurur.”

“Eğer tamamiyle zorluklara daldınsa, daralıp kaldınsa sabret. Çünkü sabır, rahatlığın, genişliğin anahtarıdır.”

“Düşüncelerden sakın. İnsanın gönlü ormana benzer; ormanda arslan gibi de, yaban eşeği gibi de düşünceler bulunur.” (S.184)

“Fakat baştan aşağa gül gibi ve süsen çiçeği gibi güzel ve hoş olan kişi için bahar, görür ve gösterir iki gözdür.”

“Mânâsız ve faydasız olan diken, gül bitirmediğinden, gül bahçesinde yan gelip oturmak için güz mevsimini ister.”

“Güz mevsimini ister ki, o mevsim, gülün güzelliğini örtsün, gizlesin de kendinin çirkinliğini, ayıbını kimseye göstermesin; böylece sen ne bu gülün rengini, güzelliğini görürsün, ne de dikenin çirkinliğini.” (S.186)

“Yol bilen pîrin hallerini yaz. Bir pîr seç, onu mânâ yolunun tâ kendisi bil.”

“Pîr yaz mevsimi gibidir. Halk ise güz ayı. Halk gecedir, pîr ise nûrlar saçan ay.”

“Ey Hakk yolunun yolcusu, kendine pîr seç; çünkü bu yolculukta pîrsiz olursan, pek büyük âfetler, korkular, tehlikeler vardır.”

“Çok defa geçtiğin bu yolda bile kılavuzsuz gidersen şaşırır kalırsın.”

“Ya hiç görmediğin bir yolda ne olursun? Aklını başına al da, kılavuzsuz olarak yola düşme.” (S.187)

“Yâ Ali, Allah yolunda yapılan taatlar, ibâdetler içinden sen, Hakk’ın has kulu, bir kâmilin gölgesinde bulunmayı seç...”

“Şu dünyada, herkes bir çeşit ibâdete sarılmış, kendisine bir kurtuluş yolu aramıştır.”

“Sen git de, akıllı ve kâmil bir kişinin gölgesine sığın da, gizli gizli savaşan, sinsi bir düşman olan nefsin elinden kurtul.”

“Ey Hakk yolunun yolcusu, pîri bulunca, aklını başına al da, ona teslim ol; Mûsâ Peygamber gibi, Hızır’ın buyruğu altına gir.”

“İki yüzlülük etme, Hızır’ın yaptığı işlere sabret ki, Hızır sana ; “Artık ayrılık zamanı geldi, git.” demesin.”

“Gemiyi delerse, delsin hiçbir söyleme, çocuğu öldürürse öldürsün sen bu işe üzülme, saçını başını yolma.”

“Allah, onun eline; “Kendi elim.” dedi. Allah’ın eli, onların ellerinden üstündür hükmünü verdi.” (205)

“ (205) Fetih Sûresi’nin 10. âyetine işâret var.” (S. 189)

“Bu yolu, mürşidsiz, yalnız aşan da var. Bu pek azdır. Ama bu da yine pîrin himmeti ile olur.

“Pîrin eli, gâiblere yetişmeyecek kadar kısa değildir. Elini tutmayanlara da elini uzatır, onun eli Allah’ın kudret eli sayılır.”

“Elinden tutmayanlara, huzurunda bulunmayanlara bile, böyle mânâ elbiseleri giydirirse, şüphe yok ki, huzurunda bulunanlar, bulunmayanlardan karlı çıkarlar.”

“Huzurunda bulunmayanlara bile yiyecekler verirse, konuklarının önüne ne nimetler koyarlar.”

“Pîri seçince, tahammülsüz olma, balçık gibi uyuşukluk gösterme.” (S.190)

“Varlıktan kurtulmuş olnlara, gökyüzü de secde eder. Güneş de, Ay da.”

“Kimin bedenindeki kâfir nefis öldü ise, güneş de onun buyruğuna girer, bulut da...”

“Gönlünde ilâhî aşk ateşini uyandıran ve çevresini aydınlatmayı öğrenen kişiyi artık güneş bile yakamaz.” (S.191)

“Rûh, şimdi bedenle yoldaş olmuştur. Rûhu, beden korumaktadır. Bir zaman için köpek de, kapı eşiğinde bekçilik etmiştir.”

“Sırların arslanı, emîri olan kişi, gönülden geçenleri bilir.”

 

“Ey düşüncelere dalmayı âdet edinen gönül, kendine gel de, ermiş bir kişinin yanında gönlüne kötü bir düşünce getirme.”

“O senin gönlünden geçenleri bilir, yine de konuşmasına devam eder. İçinden geçenleri anladığını gizlemek için senin yüzüne güler.” (S.193)

“Şu halde Allah’a şükürler olsun ki, bizi bizden önce gelip helâk olanlardan sonra dünyaya getirdi.”

“Getirdi de, Cenâb-ı Hakk’ın, geçmiş zamanlarda gelip geçenlere ne cezalar verdiğini, duyduk öğrendik.” (S.195)

"O Hakk Peygamberi, o gerçek peygamber, bu yüzden hadisinde bize; “Ümmet-i merhûme.” (=Allah’ın merhametine, acımasına lâyık olmuş ümmet) diye buyurdu.”

“Allah’ın zâtından başka her şey fânîdir. Mademki O’nun zâtında yok olmamışsın , artık varlık arama.”

“Kim bizim zâtımızda, hakîkatimizda yok olursa, “yok olmak”tan kurtulur, beka bulur.”

“Çünkü o “illâ”dadır. “lâ”dan geçmiştir. Makamı “illâ”da olanlar ise yok olup gitmez, yâni Hakk’ta fânî olamaz” (S.196)

“Göklerde ve yerde bulunanlar, her şeyi O’ndan isterler. Çünkü tüm varlıklarını O’na borçludurlar. Cenâb-ı Hakk, her gün, her an yeni bir iştedir. “Kimilerini yaratırken, kimilerini öldürür. Bir hali giderir, başka haller getirir.” Âyetini oku da, Allah’ı kesinlikle işsiz, güçsüz sanma.”

“Onun en hafif, en küçük işi, her gün bu dünyaya üç ordu yollamasıdır.”

“Bir orduyu, doğacak çocukların döllenmesi için babaların bellerinden anaların rahmine gönderir.”

“Bir ordu da, dünya erkek ve dişilerle dolsun diye, rahimlerden yer yüzüne gönderdiği çocuklar ordusudur.”

“Cenâb-ı Hakk bir orduyu da herkes yaptıklarının karşılığını görsün diye yer yüzünden, ötelere, ecel tarafına gönderir.”

“Her peygamberin, her velînin ayrı bir mesleği, ayrı bir meşrebi vardır. Ayrı bir yolu, yordamı vardır. Fakat hepsi de kendilerine gönül verenleri Hakk’a götürdükleri için, hepsi de bir yolda, hepsi de Hakk yolundadır.” (S.198)

“Dinleyicileri uyku bastıracak olursa, söz değirmenin taşlarını su götürür.”

“Bu suyun akışı, değirmen için değildir. Çünkü, suyun asıl yolu, değirmenin ötesindedir. Bu su, değirmene sizin için gitmektedir.”

"Ey birader, sen ancak bir düşünceden ve fikirden ibaretsin. Üst tarafın kemik ve A’sab sinir ve adalât (kas) ve elyaftan (insan ve hayvanda adaleleri meydana getiren ince lifler) ibarettir."  Mevlâna

__._,_.___
* Tiyatro, Gezi, Gurme ve Fotograf forumlarini ziyaret ettiniz mi?
http://forum.dostlukgirdabi.com/
* Sevdiklerinize ve dostlariniza eKart gönderin
http://ekart.dostlukgirdabi.com/
* ePosta adresiniz bounce (geri dönme) durumuna dustugunuzde ne yapabilirsiniz? Bakiniz http://www.dostlukgirdabi.com/content/view/11/25/

KURALLARIMIZ
1 - Gunde en fazla 3-4 eposta gönderiniz.
2 - Göndereceginiz eposta boyutunun 500 Kb'i gecmemesine özen gösteriniz..   
3 - Virus, truva icerebilen exe vs. uzantili dosya iceren, ahlak kurallarina uymayan ve reklam amacli gönderiler yayinlanmayacaktir.
4 - Gönderdiginiz epostalarinizda "<<< >>>>" gibi isaretlerin olmamasina özen gösteriniz, veya okunmasini daha rahat hale getiriniz.
5 - G�nderilen iletilerle ilgili sorumluluk gönderene aittir. Elestirilerinizi lutfen gönderene yapiniz.
6 - ePostaniz yayinlanmamissa mutlaka daha önce yayinlanmistir ya da grup duzenine uygun degildir.

Tesekkurler,
Dostluk Girdabi
http://www.DostlukGirdabi.com
.

__,_._,___

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder