22 Mart 2010 Pazartesi

[Dostluk Girdabi] - Livaneli Atatürk'ü tanımıyor [Barış Doster]

 

Filmi izlemedim o konuda yorum yapmak istemiyorum. Sadece Livaneli'nin kişiliği konusunda ipuçları verdiğinden ve bunlara katıldığımdan dolayı bu yazıyı paylaşıyorum. Dolayısı ile film hakkındaki yorumlarada katılmış oluyorum.....İlhan

Livaneli Atatürk'ü tanımıyor

 

 

12 Mart 2010

BARIŞ DOSTER

 

 

Film, Bozok’un anılarına sadık ama Atatürk’e hiç mi hiç sadık değil!

 

 

Siyaset Bilimci Dr. Barış Doster, Gerçek Gündem.com için yazdı:

 

Zülfü Livaneli’nin merakla beklenen ve daha vizyona girmeden hayli reklamı yapılan “Veda” isimli filmi, izleyiciyle geçtiğimiz günlerde buluştu nihayet. Meslek hanesinde “besteci, yorumcu, eski milletvekili, barış elçisi, köşe yazarı, film yönetmeni, romancı” gibi meslekler yazan Livaneli, ülkemizin yakından tanıdığı bir isim. Eğer hakkıyla yapılsa, yapılmaya çalışılsa, aynı anda tek bir insanın yapamayacağı kadar çok olan bunca işi yapmak, yani bir koltukta iki değil, oniki karpuz taşımak Can Dündar ve Zülfü Livaneli gibi dehalara has bir durum. Dolayısıyla bizim gibi faniler anlamıyorlar bu mahareti, bu ticareti, bu siyaseti ve bu hamaseti. Ama bir tarih meraklısı, bir sosyal bilim öğrencisi olarak, filmdeki tarihi hataların çokluğunu, ticari kaygıların yoğunluğunu, Atatürk’ü tüccar yazarların elinden kurtarmanın zorunluluğunu anlayabiliyoruz.

 

Editörünün deyimiyle “yazarlarını Atatürkçü olup olmamalarına göre değil, uzmanlıklarına göre seçen” NTV Tarih dergisi, Mart sayısında 91. ve 92. sayfalarında “Veda” filmindeki tarihi hataları ayrıntılarıyla işlediği için, bu konuya uzun uzadıya girmeyeceğiz. Zaten internet siteleri de filmdeki maddi hataları sergileyen yazılarla dolup taşıyor. Yazar ve editörlerinin hatırı sayılır bölümü Livaneli ile yakın- benzer siyasi çizgide olan bu dergide, “Veda” filmindeki hataların yer alması şüphesiz gazeteciliğin, dergiciliğin, tarihe ilişkin duyarlılığın bir gereği. Bu doğru, doğal ve yararlı bir tavır. Doğru, doğal ve yararlı olmayan ise Livaneli’nin filmindeki özensizlik, bilgisizlik ve tutarsızlık.

 

Livaneli mesleki duruşları, siyasi yönelimleri, ticari zekâları başta olmak üzere pek çok açıdan benzeşen Can Dündar’ın “Mustafa” adlı filmini eleştirirken, “Filmde o kadar çok hata var ki, o kadar çok yanlış yapılmış ki, o yanlışlardan bir kitap çıktı” demiştik. Büyük usta Turgut Özakman, Can Dündar’ın filmindeki hataları önce Cumhuriyet gazetesinde yazı dizisi olarak yayınlamış, sonra da bu hatalardan bir kitap ortaya çıkmıştı Aralık 2008’de. Bilgi Yayınevi de bu çalışmayı “Mustafa Filmi Hakkında” adıyla basmış ve ücretsiz olarak dağıtmıştı.

 

Gördüğümüz o ki, bu konuda Livaneli’nin “Veda”sı da, Dündar’ın “Mustafa”sı kadar verimli olacağa benzer. Çünkü belki Salih Bozok’un anılarına sadık kalmış ama Atatürk’e hiç mi hiç sadık kalmamış. Belli ki Nutuk başta olmak üzere Atatürk’ün yazdıklarını, konuştuklarını, anılarını hiç okumamış. Piyasada çok rahat bulunan tarih kitaplarının ise kapağını açmamış. Eğer açsa idi Nemrut Mustafa Paşa Divanı tarafından verilen idam kararının sadece Mustafa Kemal için değil, aynı zamanda Kara Vasıf, Ali Fuat Paşa, Midillili Alfred Rüstem Bey, Doktor Adnan ve Halide Edip Hanım için de verilmiş bir karar olduğunu bilirdi. Dahası, filminde Erzurum Kongresi öncesinde verildiğini gösterdiği bu idam kararının, gerçekte 11 Mayıs 1920’de verildiğini, 24 Mayıs’ta da Sultan Vahdettin tarafından onaylandığını bilirdi.

 

Hem Deniz Baykal sayesinde önce Parti Meclisi üyesi, sonra milletvekili olan, hem de Baykal’a karşı genel başkanlık için kulisleri yoklayan bir siyaset dehasının, bizim gibi fanilerin okuduğu sıradan tarih kitaplarından herhangi birini okuması yeterdi bu yanlışları yapmaması için.

 

Askerlikten istifa etmiş, sivilleri giymiş Mustafa Kemal karşısında asker selamı çakıp, “Ben ve askerlerim emrindeyiz paşam” diyen Kazım Karabekir’in Kafkas Kolordusu Komutanı değil, 15. Kolordu Komutanı olduğunu bilmek için bu kadar çok mesleğe ve ünvana sahip olmak da gerekmezdi.

 

Eğer “Özgürlük” eşliğinde para saymayı bırakıp, birkaç tarih kitabı karıştırsa idi, Mustafa Kemal’in Çanakkale’de taarruzda önde koşarken değil, siperdeyken yaralandığını da öğrenebilirdi.

 

İkinci Dünya Savaşı’nda kullanılacak olan ve pimi çekilerek atılan el bombalarını, 19. yüzyılın sonunda savaş oyunu oynayan çocuklara attırmak için belki besteci, yorumcu, barış elçisi ve belediye başkan adayı olmak gerekebilir, bilemeyiz. Ama bu kadar büyük bir yanlıştan uzak durmak için, bu denli yaratıcı niteliklere ve sanatsal yeteneklere gerek olmadığını biliyoruz.

 

Livaneli, belediye başkan adaylığı, parti meclisi üyeliği ve milletvekilliğini yaptığı eski partisinin, yeterince solcu olmamakla eleştirildiği bir dönemde, solculuğu bırakıp, tarikatları da sivil toplum örgütü olarak kucaklayan ve selamlayan bir politik hatta yönelmesini isteyebilir. Bu konuda yalnız değildir üstelik. Ufuk Uras’tan Cem Boyner’in şimdilerde bir kısmı da “yeni sol” partide olan eski YDH kadrosuna, kimi siyaset bilimi, iktisat, sosyoloji profesörlerinden iktidar hayranı anlı şanlı ve de eski solcu gazetecilere dek pek çok kişi kendisiyle hemfikirdir zaten.

 

Ama antiemperyalist mücadelesini görmeden, tam bağımsızlık konusundaki duyarlılığını vurgulamadan, mazlum milletlere nasıl öncülük yaptığını dikkate almadan Mustafa Kemal anlatılamaz. Büyük Taarruz görmezden gelinerek, Cumhuriyet’in ilanından ve Lozan’ın imzasından önce İzmir’de İktisat Kongresi toplayan bilinç dışlanarak, çok partili hayat denemeleri, yurt gezileri, Balkan Antantı, Sadabat Paktı, Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Hatay için verilen mücadele atlanarak Gazi anlaşılamaz. İttihatçı kadrolar ve başta İsmet Paşa olmak üzere Kurtuluş Savaşı’nı birlikte yürüttüğü, büyük bölümüyle Kuruluş’tan sonra ters düştüğü kurucu kadro anılmayarak Atatürk öğrenilemez, öğretilemez.

 

Ancak şu yapılabilir: Can Dündar’ın Mustafa’sının ticari başarısı dikkate alınarak, durumdan vazife çıkarılarak, el çabukluğuyla bir film çekilebilir pekâlâ. Yıllarca “Özgürlük” teranesiyle uyutulduğunu daha yeni yeni anlayan bizim gibi çağa ayak uyduramamış dinozorlara, paranın tadını alamamış fanilere de bu durum karşısında, “Hayırlı işler, U dönüşler, bol kazançlar” demek düşer.

 

__._,_.___
Recent Activity:
* Tiyatro, Gezi, Gurme ve Fotograf forumlarini ziyaret ettiniz mi?
http://forum.dostlukgirdabi.com/
* Sevdiklerinize ve dostlariniza eKart gönderin
http://ekart.dostlukgirdabi.com/
* ePosta adresiniz bounce (geri dönme) durumuna dustugunuzde ne yapabilirsiniz? Bakiniz http://www.dostlukgirdabi.com/content/view/11/25/

KURALLARIMIZ
1 - Gunde en fazla 3-4 eposta gönderiniz.
2 - Göndereceginiz eposta boyutunun 500 Kb'i gecmemesine özen gösteriniz..   
3 - Virus, truva icerebilen exe vs. uzantili dosya iceren, ahlak kurallarina uymayan ve reklam amacli gönderiler yayinlanmayacaktir.
4 - Gönderdiginiz epostalarinizda "<<< >>>>" gibi isaretlerin olmamasina özen gösteriniz, veya okunmasini daha rahat hale getiriniz.
5 - G�nderilen iletilerle ilgili sorumluluk gönderene aittir. Elestirilerinizi lutfen gönderene yapiniz.
6 - ePostaniz yayinlanmamissa mutlaka daha önce yayinlanmistir ya da grup duzenine uygun degildir.

Tesekkurler,
Dostluk Girdabi
http://www.DostlukGirdabi.com
.

__,_._,___

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder